Kalbimizdeki Acı
Acımızı sonuna kadar yaşamazsak, acı kalbimizin bir köşesinde öylece bekler. Bir süre geri çekilir ama asla kendi kendine kaybolmaz; hatta daha da artar ve hayatımızın tamamına keder, elem, panik gibi duygularla bulaşır.
Acımızı sonuna kadar yaşamazsak, acı kalbimizin bir köşesinde öylece bekler. Bir süre geri çekilir ama asla kendi kendine kaybolmaz; hatta daha da artar ve hayatımızın tamamına keder, elem, panik gibi duygularla bulaşır.
İnsanların bizi yönetme ve istediklerini yaptırma yollarından biri de bizi olmadığımız bir şeylerle itham etmeleridir. Biz de böyle biri olmadığımızı ispat etmek için çabalarız. İnsanların kafasında olmadığımız biri gibi algı yaratmak istemeyiz. Anlamıyormuş gibi yapan insanlara karşı kendimizi anlatma tuzağına düşeriz.Evde yemek olmadığı bir… gün eşiniz şöyle diyebilir: “Sen zaten ne zaman yemek yaptın ki.”Ya…
İnsan zihni bilgiyi depolama görevini nesnelerin ve olayların bizde bıraktığı ilk izlenimlere göre yapar. Bir şeyi ilk yediğinizde sevmediyseniz sonradan sevemezsiniz. Bir şeyi yanlış öğrendiyseniz, sonradan doğrusunu öğrenmeniz zor olur. İlk izlenim önemlidir.Aynı zamanda bu dünyadaki önemimiz, değerimiz, güvenliğimizle ilgili olan ilk izlenimlerimiz de çok önemlidir. Her tür ihtiyacımızın karşılandığı bir ailede doğup büyüdüysek ihtiyaçlarımızın…
Diğerini suçlamaya giriştiğimiz ya da suçlamalar karşısında ısrarla savunmada kaldığımız her an, ortada karşılanmamış bir ihtiyacımız ya da büyük bir beklentimiz vardır. İletişim kitapları, sen dili, ben dilini, iletişimdeki hataları, suçlamadan konuşmanın önemini anlatırlar. Beden dili kitapları nasıl duracağımızı söyler. Oysa ortada diğeri tarafından karşılanmasını beklediğimiz bir ihtiyaç varken, bu ihtiyacı nasıl bir dille anlattığımızın…
Sessizce boyun eğenlerden mi? Delice kavga edenlerden mi? Yoksa alıp başını gidenlerden misiniz? Ruhsal benliğimiz bir kere ihlal edildiğinde ne yaparsak yapalım hem biz hem de diğeri kırılıyor. İlişkiler yara alıyor. Ruhsal dünyamızı yaralamalarını engellemek için kendimizi korumayı öğrenmek, yapılabilecek en iyi şey.
Sitem etmek içimizdeki boşluk duygusunun büyüklüğüne işaret eden, kalbi soğutan bir davranıştır. İçerdiği beklenti yükünden ötürü sitem edilen kişinin kendisini yetersiz hissetmesine neden olur.Sitem, kendinde hak görmektir. Kendin…i alacaklı hisseden insan sitem eder ve kimsenin bize borcu olmadığından sitem edilen kişinin kalbi buz gibi olur.Sitem etmek diğerini zorlamaktır. Verebileceklerinden daha fazla ihtiyaç duymak bir sorundur.
Yarın karneler alınacak. Çocuğunuzun karnesi tam istediğiniz ya da hiç istemediğiniz gibi olabilir.Sonuçta karne çalışma sürecinin bir sonucudur. Çocuk yapması gerekenleri yapmış ya da yapmamıştır. Bu noktada önemli olan, çocuğun yaptıklarıyla elde ettiği sonuçlar arasındaki neden sonuç ilişkisini kurabilmesidir. “Bu dönem iyi çalıştım, ödevlerimi yaptım ve sonuçlar iyi geldi.” “Bu dönem yeterince çalışmadım ve sonuçlar…
“Ölüm anı kameralara böyle yansıdı” diyerek haberi anons ediyor spiker. Bir kadın vuruluyor sokak ortasında, dizlerinin üzerine yığılıyor oracıkta. Başka bir haberde bıçaklanan genç adam bir iki adım attıktan sonra duruyor. Daha fazla gidemiyor. Son kez yere düşüyor ve bu dünyadaki son görüntüsü kameralar tarafından kaydediliyor. Ölüm’ün mahremiyeti yok mu? Milyonların önünde ölmek… isteyen var…
Kötü giden ilişkiler içinde karşımızdakine olan bağımlılığımız daha da artar. Acı çekmemize rağmen bu tür ilişkileri bitiremeyiz. Yalnız kalmaktan, bizi sevecek birini bulamamaktan, dostlarımızı kaybetmekten korkarız. Kendimize olan güvenimizi ve tek başımıza ayakta durabileceğimize olan inancımızı yitirmişizdir.Yalnızlık korkusunun paniğiyle, ilişki biter bitmez bazen de henüz ilişki bitmeden başka bir kadına ya da adama sarılmak bir…
İnsan sevdiğinin gözündeki yerini, değerini bilmek ister.Acaba beni seviyor mu? Ben gerçekten değerli miyim? Onun gözünde özel miyim, farklı mıyım? En çok beni mi sevdi? Hayatındaki yerim ne? Sevdiğinin gözünde kendine yer ararken yorulur insan. Karşındakini de yorar. “Benim için ne düşünüyorsun? Beni seviyor musun?” Sorular hiç bitmez, cevap alamadıkça daha da artar acısı.İnsan en…
Akışa bırakmanın anlamı yanlış anlaşılmasın. Akışa bırakmak demek, salıvermek, bırakmak, koyuvermek demek değildir. Akışa bırakmak tek başına bir hayat felsefesi değil, istemek, hayal etmek ve çabalamaktan sonra gelen aşamadır. Akışa bırakmak başka, kendini bırakmaksa başkadır. Akışa bırakın ama kendinizi bırakmayın.
Ne zaman kendini tam hisseder insan? … Her şeyiniz tamam olsun ondan sonra evlenin deniliyor mesela. Her şey ne zaman tamam olur ki? İnsanın eksikleri ne zaman biter? Bunun ölçüsü nedir diye sormak istiyorum. Bir türlü harekete geçemiyoruz çünkü kendimizi hazır hissedemiyoruz. Hazır olmaktan anladığımızsa şartların tam manasıyla eksiksiz olarak elverişli olması. Ama olmuyor. Bir…
Bazı insanlar ilişkileri çok kötü gitmesine ve ilişki içinde sürekli istismar edilmesine rağmen ilişkilerini bitirmezler. Neden katlandıklarını soranlara da “ne yapayım elimde değil, çok seviyorum” diyerek cevap verirler.Bazı insnlar da çok iyi giden bir ilişkide kolaylıkla terk edebilir ve “çok iyi bir çifttiniz, hiçbir sorun yoktu, neden ayrıldınız” diyenlere: “Artık onu sevmiyorum, elimde değil, duygularım…
İnsan yanlış yollara tek başına girmez çünkü kimse tek başına kaybolmak istemez. Yanına birilerini de almak ister. Kötü yollara girdiğinde kaybolmaktan korkar ve yanında tutunacak birileri olsun ister. Kendinden ve yaptıklarından yeterince emin olmadan, hayat yolculuğunda pervasızca yürüyen herkes dostlarından bir yoldaş arar kendine.
Öfke bir duygudur. Bağırmak, saldırmak, dayatmak ise birer davranış biçimi. Öfkelenmek normaldir ve sizi haksız duruma düşürmez. Öfkeliyken davranışlarınızı ve sözlerinizi kontrol edemediğinizde haksız duruma düşmeniz kaçınılmazdır. Kontrolü kaybetmek yüzünden, haklıyken haksız duruma düşmek, sizi öfkelendiren şeyden daha fazla acı vericidir.
Beklentilerimin çok üzerinde fayda bulduğum çalışmalar için Tülay Kök hanfendiye çok teşkkür ediyorum. Tüm yorumları okumak için lütfen bağlantıyı takip ediniz.
Yeni yıldaki yenilik lafta kalmasın, değişen sadece bir rakam olmasın. Değişen rakamların biz bir şey yapmazsak bir şeyleri değiştirmeye gücü olmadığı unutulmasın.Yeni yıl bahane belki de… İnsan ruhu arada sırada şöyle bir aç kapa yapmak, bir şeylerin değişeceğine inanmak, yeniden başlamak, umut etmek istiyor. Yeni olan her şey içimizde büyük bir heyecan uyandırıyor.Yeni yıl şöyle…
Bir ilişkide önemli olan karşınızdaki kişinin size nasıl hissettirdiği değil, nasıl biri olduğudur. Daha açık söylersek, size iyi hissettiren ayaklarınızı yerden kesen herkes, gerçekte iyi, doğru ve dürüst biri olmayabilir.
Bir insana o olmadan yaşayamayacak kadar çok ihtiyaç duyuyorsanız, bağımlı bir ilişki içindesinizdir. Ve bağımlılar yaşadıkları iyi zamanlar ve haz uğruna gereğinden büyük bedeller öderler.
İlişkiler bazen sizden çok şey alır götürür ve ilişkide kaybettiklerinizi geri almaya çalışmak sizi o ilişkinin tutsağı haline getirebilir. Zararın neresinden dönersem kardır diye düşünmek, daha fazla kaybetmenizi engeller. İlişkiler kayıplarınızı telafi edebileceğiniz alanlar değildir. Kayıpların yasını tutup konuyu kapatmak ve yolumuza devam etmek çoğu zaman en iyisidir.
“Aynen”, “bence de”, “haklısın” deyip sonra da kendi bildiğinden şaşmayan insanlarla olmaktansa, sizi kızdırmak pahasına karşınıza geçip, samimi şekilde gerçek düşüncelerini söyleyen insanlarla ilişkide olmayı tercih edin.
Bazı insanlar her şeye tamam derler. Hiçbir söylediğinize karşı çıkmazlar ama sonuçta kendi bildiklerini okurlar. Sizinle aynı fikirdeymiş gibi görünüp hiçbir isteğinizi yerine getirmemeleri sizi çıldırtabilir. Tamam, haklısın, unutmuşum, olmuşla ölmüşe çare yok en çok kullandıkları kelimelerdir. Haklısın lafını duymaktan nefret eder hale gelebilirsiniz. Çünkü hep haklı olmanıza rağmen hiçbir isteğinize uyulmuyordur. Bazı insanlar, sizin…
Sorunu çözme sorumluluğu ilk önce sorun yaşayan kişiye aittir. Mağduriyete yapılan vurgu o kişinin yaşadığı sorunu çözme gücünü elinden alır. “Sen mağdursun, sen dur, biz seni kurtaracağız, bunu sana yapan bir hayvan, hep onun suçu” demek, sorun yaşayan kişileri çözüm yöntemlerine karşı kör ve edilgen kılar.
Uçan kuş yerde yiyecek ararken, kaplumbağayı görür yanına iner ve sorar; -Bu telaş ne ? Yolculuk nereye ? Kaplumbağa; -Hiç sorma be dostum der kuşa. Şu karşı tepenin ardında sevdiğim bekliyor. Ömrüm yeterse kavuşacağız, 2 yıldır yürüyorum ama hala varamadım. Sen ne şanslısın, bak kanatların var, tepeleri on dakikada aşarsın.. Kuş ; -Kolay kazanılan sevgi…
Bazen bir kaç cümle sayfalar dolusu bilginden çok daha fazlasını anlatır Hepimiz aslında başımıza gelenler karşısında ne yapmamız gerektiğini biliriz. Esas mesele yaşadıklarımızın gerçek olduğuna inanmak ve bazen içine düştüğümüz derin uykudan çıkabilmektir. Tepki veremiyorsak ortada tepki verilecek bir şey olduğuna inanmayı reddediyor olabiliriz.(https://www.facebook.com/psikologtulaykok ) Elbette hiç kimse bir ilişkide açık açık seni yeterince…
25 Kasım kadına şiddetle mücadele günüydü. Konuya dikkat çekmek için yapılan etkinliklere şiddet gören kadınlar, bu kadınların yakınları, hiç şiddet görmemiş olanlar, ünlü insanlar, sanatçılar, politikacılar ve erkekler destek veriyor. Ama kadına yapılan şiddet hız kesmiyor ve hatta artarak devam ediyor. İşte bu beni çok düşündürüyor. Bir yerlerde bir yanlışlık var gibi geliyor. Evet……
Mutlu ve sağlıklı bir evlilik için en önemli şeyin doğru insanı bulmak olduğu sanılır. Oysa doğru insanı bulmaktan daha önemlisi “doğru insan olabilmektir.” Daha iyi bir ilişki daha çok çabalayarak gelir, daha çok arayarak değil. Bu çaba ilişkinizi iyileştirmek yolunda harcadığınız bir çabadır. Bizim için en doğru insanı bulsak bile, doğru davranmayı öğrenmediğimiz sürece ilişkimiz…
Plos One dergisinde yayımlanan bir araştırma, yumruk sıkma yoluyla hafızanın güçlendirilebileceğini ortaya koydu.Amerikalı psikologlar, sağ yumruğun 90 saniye süreyle sıkılmasının hafıza oluşumuna yardımcı olduğunu, aynı işlemin sol yumrukta yapılmasının ise hatırlamayı kolaylaştırdığını açıkladı.50 yetişkin ile yapılan deneyde, kişilerin bu yolla uzun bir kelime listesini hatırlamaya çalışırken daha iyi performans sergilediği görüldü. Araştırmacılar, yumruk sıkmanın beyinde…
Ama iletişim katili bir kelimedir. Her sözünüze karşı “ama şöyle olmadı mı, ama böyle değil miydi, ama sen bana böyle demedin mi” diyen biriyle konuşmanıza hiç gerek yoktur. Çünkü, ama ama ama diyen biri sizi dinleme ve anlama gayretinde değildir. Sadece savunmadadır ve savunmadaki birine laf anlatmak deveye hendek atlatmak kadar zordur. Aklınızı kaçırmadan önce…
Kişisel olarak hedefleri tutturmak mutluluk için yetmez. Sahip olduklarımız sevdiklerimizi de olumlu yönde etkilemelidir. Tek başına yaşanan bireysel mutluluk tamamlanamaz, bir şeyler hep eksik kalır.
Bir ilişkide ne istediğini bilmek önemlidir. Ama daha da önemlisi istediklerinin karşılığında ne verebileceğini bilmektir. “Bu insan benim için ne yapabilir” sorusunun yanına “ben bu insan için ne yapabilirim” sorusu gelmiyorsa o ilişki tehlikededir.
Çocuğunuzun motivasyonu düşükse, belki de başaracağına inanmıyordur. Ya da daha kötüsü başarmanın ne demek olduğunu bilmiyordur. Eğer ona “başardım” duygusunu tattırmadıysanız nereden bilecek başarmanın hazzını? İnsan bilmediğini isteyemez ki. Çocuklarınızın kendi başlarına bir şeyler yapmasına, ders ve ödev dışında bir şeyler yapmasına izin verin. Müdahale etmeyin, korumayın, eleştirmeyin. Yapsınlar ve başarsınlar. İşe yaradıklarını hissetsinler. İsterlerse…
“Dertlinin hikayesini can kulağıyla dinlesen, bil ki bu ona bir zekattır. Hasta gönüllerin dertlerini dinle. Su ve çamur canın yoksulluğuna sebeptir. Dertlinin gönlü duman dolu bir ev gibidir. Sen onun derdini dinleyerek bir pencere aç. Senin dinleyişinle nefes alır, evinden acı duman çıkmaya bir yol bulur.” Bu dizelerle anlatıyor Mevlana dinlemenin önemini. Dertli birini dinlemek…
Koku duyusu bir ilişkiyi başlatma ve sürdürme konusunda görsellikten çok daha etkilidir. Her insanın kendine has bir ten kokusu vardır. İnsan zaman içinde sahip olduğu fiziksel ve maddi özellikleri yitirse de, kokusu sabit kalır. Ko…kunuz yoluyla karşı cins üzerinde güçlü bir etki bırakırsınız. Sizi gerçekten ve ömür boyu sevecek birini hayatınıza çekmek istiyorsanız gerçek kokunuzu…
Seviyorum diyorsanız sevgi dolu davranın.Çok sevdiğinizi söylediğiniz insanlara karşı olan davranışlarınız gerçekten sevgi dolu mu? Çok seviyor ama sürekli bağırıyor, laf çakıyor, ima ediyor, ihmal ediyorsanız “sevgi dolu davranış nasıl olur” biraz üzerinde düşünün. Örneğin çocuğunuzu çok seviyor olduğunuz için yemeğini bitirmesini istiyorsunuz. Peki çocuğunuz o yemek sanki hiç bitmeyecek gibi ağırdan aldığında“yeter artık, bitir…
-Başarı nedir? Okulların açıldığı bu günlerde aileler çocuklarından başarılı olmak anlamında ne beklemelidir? Bugün pek çoğumuzun sahip olduğu başarı anlayışımız doğru mu? Başarı en genel tanımıyla kişinin istenen hedeflere ulaşmasıdır. Başarı konusunda günümüz velilerinin en yaygın ölçütünün elde edilen akademik başarı olduğunu görüyoruz. “Çocuklar yüksek not alsın, sınavlarda heyecanlanmasın, iyi okullar kazansın” çoğu ebeveynin…
“Hayatın bu sınava bağlı değil, sadece gideceğin okul bu sınava bağlı. Hayatın gideceğin okula bağlı mı dersen buna kesinlikle hayır derim. Hayat dolu dizgin koşup gider; biz her ne kadar onu bir yerlere bağlamaya uğraşsak da…Hayatı bir yerlere bağlamaya kalkma, hayat öyle bir şey değil. Yarın sınavın var. Sınava ve sorulara olduklarından fazla bir… anlam…
Hep aynı kavgaları ediyor, aynı konuları tartışmaktan kurtulamıyorsak değişimden korkuyoruzdur. Bunun sebebi değişim yaratacak güçten yoksun oluşumuz değildir. Değişimin getireceği huzursuzluktan kaçıyoruzdur. Değişim her zaman bilinmezdir. Belki daha iyi olacaktır her şey ama daha iyisi de bilinmezdir. Sorunları çözdükten sonra varacağımız yer bilinir değildir ve güvenilir olduğundan emin olmak isteriz. O zamana kadar da kavga…
Sürekli mazeret üreten, yorgunluktan şikayetçi insanlar başarıya ulaşamazlar. Başarı her zaman, yorgun olmasına rağmen ter dökmeye devam eden, kolaya kaçmayan, gayretli insanlarındır.
Sevdiklerimiz hakkındaki bizi üzen gerçekleri inkar eder ve yokmuş gibi davranmayı seçeriz. Biz görmezsek gerçekler orada olmayacaktır sanki. Yıllar sonra geçmişe bakarız ve kendi kendimize şaşarız. En sevdiklerimizin ellerinde acı çekmişizdir. Ben nasıl katlanmışım, neden hiç bir şey yapmamışım deriz. Oysa bir şeylere katlanıyor olduğumuzun farkında değilizdir. Gerçekçi ve sağlam tepkiler verebilmek için gerçeği bütün…