“Her şey ders demek değil, hayat okuldan ibaret değil” diyen çok sayıda veli olsa da bu cümlelerin anlamını tam olarak kavrayabildiğimizden emin değilim. Geçen gün televizyonda seyrettiğim bir haber, bana bu konuyu tekrar düşündürdü.
Tadilatı yeni tamamlanmış bir lisede eşyaları taşıma görevi okulun öğrencilerine verilmiş. Haberdeki görüntülerde öğrencilerin okul bahçesindeki sıraları tadilatı bitmiş okullarına geri taşıdıkları görülüyor.
Haberde diyor ki: “onlar derste olmaları gereken saatte eşya taşıyorlar.” Bir sonraki görüntüde okulu basmış ve duruma isyan etmekte olan “vay siz benim çocuğuma nasıl eşya taşıtırsınız” diyerek bağıran veliler var. Haber devam ediyor: “Veliler okulu basıp bu duruma tepki gösterdiler. Okuldaki öğretmenler eşya taşımayan çocuklara zayıf not vermekle tehdit etti.” Haberin metin yazarının da çocukların eşya taşımasına karşı olduğu gözden kaçmıyor.
“Senin tek sorumluluğun ders çalışmak, bizim senden tek istediğimiz bu” diyen anne babalar, çocuklarının ders dışında hiçbir şey yapmasına izin vermeyerek, farkında olmadan çocukların başarması önündeki en büyük engeli oluşturuyorlar. Ondan sonrada psikolojik danışmanların kapısını “çocuğumun motivasyon sorunu var” diyerek çalıyorlar..
“Hayat derslerden ibaret olmasın” diyoruz ama, çocuklarımıza hayatı derslerden ibaret gibi yaşatan yine bizleriz. Okulunun eşyalarını taşımak mı? Bence pek çok dersten çok daha etkili ve eğitici bir ders. Zamanının büyük bölümünü geçirdiği okulda yapılması gereken işlerin ucundan tutarak hayata katkı sağladığını hissetmek çocuklar için faydalıdır. Çünkü hayatın içinde her şeyden önce böyle günlük işler vardır.
Her öğrenci kendi sırasını taşısa okul taşınmış olur. Velilerin “çocuğuma eşya taşıtıyorlar” tepkisini anlamak zor. Çocuklara “tek sorumluluğun ders çalışmak” diyerek hayatı ve dersleri birbirinden bu kadar kesin çizgilerle ayırdığımızda, hayata yabancı hatta hayattan bihaber çocuklar ortaya çıkıyor.
Sevgili anne babalar. Çocuklar eşya taşısın, poşet taşısın, evde temizlik yapılırken bir işin ucundan tutsun, çöp atsın, çamaşır assın, araba yıkasın. Yaşına ve cinsiyetine uygun yapabileceği ne varsa çocuklarınıza yaptırın. Çocuklarınıza hayatın içinden sorumluluklar verin. Ama yaptıklarını beğenmemezlik etmeyin. Zamanla daha iyi olduklarını göreceksiniz. Çocuklarınızın ders yapmak dışında da sorumlulukları olsun. Hayatı dersler ve geri kalanlar olarak bölmeyin. Hayat dersten ibaret değil ne demek? Çocukları tenisten baleye, baleden gitar kursuna koşturmak mı? Okulun eşyalarını taşıyan çocuk bir iş yapmış, iş başarmıştır. Yaşadığı yere katlıda bulunmuş, sorumluluk almış, bitirilen işin bir parçası olmuştur.Yaşadığı yerin temizliğine düzenine katkıda bulunan insan o düzenin sürdürülmesi için de çaba harcar. Yapılan bir işin parçası olmak aidiyet duygusunu güçlendirir. Çocuğun ders dışında bir şeyler başarması, başarma duygusunu tatmasını sağlar.
Çocukların başarı peşinde koşması için önce başarmanın ne olduğunu bilmeleri, başarı hazzını yaşamaları gerekir. Çünkü insan bilmediği bir şeyin peşinde koşmaz. Ders çalışarak elde edilen sonuçlar çocuğa kısa vadede gerçek başarı hissini tattırmaz. Ders çalışma faaliyetinin meyveleri kısa dönemde toplanmaz. Çocuk çaba harcar ve çabalarının karşılığında iyi notlar alır.. Başarı ölçütü olan notlar pek bir şey ifade etmez. Çocukların dersler dışında hayata dair pratik bir şeyler başararak, işe yaradıklarını hissetmeleri gerekir. Başarının ne olduğunu bilen çocuk başarmak için gayret eder, böylece motivasyon sorunu da zamanla kendiliğinden çözülür.