Zor olan birini kandırmak değil, birinin seni kandırması da değil. En zoru birinin kendini kandırmasını hiç bozmadan izlemek zorunda olmak. Mesela sigarayı bırakmazsa ölecek. Ama diyor ki ben düşük nikotinli içiyorum, zaten az içiyorum, doktor da stres yapana kadar iç daha iyi dedi. Sigara içmezse stresten ölecek ve doktor da izin verdi gibi anlatıyor. Böyle bir insana yardım da edemiyorsun. Çünkü “benim bunu bu tansiyonla içmemem lazım, beyin kanaması geçirmekten korkuyorum, nefsime yeniliyorum, bana yardım edin, destek olun bu dönemde” demiyor. İşte bu yüzden yüzüne karşı “yarım saatte üç tane içtin, bu nasıl az içmek” diyemiyorsun. Zaten desende kavgaya hazır. Seni anlayışsız olmakla suçlayacak ve geri çekilecek. Belki bir ara yardım edebilirim, belki değişir, hasta insanı küstürmüş olmayayım diye üstüne gitmiyor, üzüntü ve kızgınlık karışımı bir duyguyla “he he” diyorsun, inanmış gibi yaparak. Çünkü hayatta kalmak için kendini kandırmaya muhtaç. Gerçekle yüzleşse acıya dayanamayacak, altından kalkamayacak. Biraz daha zamana ihtiyaç duyuyor kabullenebilmek için gerçekleri. O yüzden tehlikeyi yok sayıyor, inkar ediyor, önemli değilmiş gibi yapıyor. Kendi sonunu nasıl yazacağını seçmiş biri karşısında size de sadece susmak ve inanıyor gibi acıyla gülümsemek kalıyor.
Paylaşmak Güzeldir !