Taviz vermek ile kabullenmek arasındaki çizgiyi anlamamız gerekiyor. Kabullenmek karşımızdaki kişiyi olduğu gibi, iyi ve kötü taraflarıyla, doğru ve yanlışlarıyla, hatalarıyla, zaaflarıyla, hoşumuza giden ya da gitmeyen bütün taraflarıyla sevebilme potansiyelidir. Kabullenebilme potansiyeliniz, duygusal olgunluğunuzla doğru orantılıdır. İnsan büyüdükçe, olgunlaştıkça kendini kabullendikçe başkalarını da kabullenebilir.
Ama taviz öyle değildir. Taviz vermek kendi değerini bilmemektir. Sınırlarını ve kendini tanımamaktır. Kabullenen insan karşısındaki insanın kötü taraflarıyla savaşmaz ama kendini onun kötü taraflarından korumasını çok iyi bilir. Taviz veren insan kendini korumayı bilmez. İstemediği şeylere katlanır. Bir taraftan karşısındakiyle savaşır, diğer taraftan savaştığı her şeye katlanır. Değiştiremeyeceği şeylerin değişeceği günü umut eder. Umut ettiği sürece çok fazla kaybeder.
Değişimi başlatan şey kabullenmektir. Kabullendiğiniz mesele artık sahiplendiğiniz meseledir. Ve paradoks gibi duran şey gerçektir. Kabul edin. Hem kendinizi hem başkalarını. Sevgiyle kabul edin. Hem kendi gerçeğinizi hem de karşınızdakinin gerçeğini. O gerçekler hiç hoşunuza gitmese de kabul edin. Kabul edin ki değiştirebilin. Savaşarak, kızarak, bağırarak, tehdit ederek ya da güç kullanarak değişim olmaz. İradem zayıf demeden iradeniz güçlenmez. Tembelliğinizi kabul etmeden çalışkan olamazsınız. Sinirli değilim derseniz sakin olamazsınız. Sabırsızım, tahammülsüzüm, bencilim, oburum, korkağım ya da artık her neyse. Korkmuyorum demekle cesur olamayız. Amma da korkaksın diyerek kimseyi korkusundan kurtaramayız. Mesele uzun ama yerimiz dar. İgtv de devamını konuşuruz. #psikoloji #iyihissetmek #psikolojikdestek