Lafın yeri geliyor da hiç bir şey diyemeden öylece susuyorsun ya, uyu uyuyabilirsen ondan sonra. Tabi ki ağzımız dilimiz, söyleyecek sözümüz var. Sorun da bu ya zaten. Çok fazla duygu var kalbimizde sözcüklere sarılmış ve hepsi aynı anda ağzımızdan çıkmak için hücum edip boğazımızda düğüm oluyorlar. Ondan sonra hiçbiri çıkamıyor dışarıya. Boğazımızdaki yumruyla kalıyoruz öyle.
Her şeye rağmen yine de konuşmayı denesek, bağcığı çözülmüş sözcükler sardıkları duyguları da salıvericekler yolda. Sözcükler haykırış olacak. Boğazımızı yırtarcasına çıkacak dışarı.
O zaman da “neden sinirlisin sen”, “abartılı tepki veriyorsun” “dengesizsin” olacak.
En iyisi susmak deyip oturuyoruz. Yoksa söylemeyi biz de biliyoruz.