Ruhen ve kalben bizi en çok ne yoruyor biliyor musunuz? Ve hatta tüketiyor. Birincisi gitmek isteyen insanları hayatımızda tutmak için gösterdiğimiz çaba. İkincisi de olanın olduğunu, gidenin gittiğini, mücadeleyi kaybettiğimizi kabullenememek.
Kaybolan yıllar, yitirilen gençlik, güzellik geri gelmeyecek. Bunları verdiğiniz insanlar hepsini harcadılar çünkü. Daha acısını söyleyeyim. Sizden aldıklarını sizi haz etmeyen ve sizin haz etmediğiniz insanları mutlu etmek için harcadılar belki de.
Biz buna neden izin verdik peki. Düşününce insanın aklı almıyor değil mi? Bir kere değil, iki kere değil. Yıllar hatta on yıllar boyu katlandığımız istismar, saygısızlık, eleştiri, küçük düşürülme, hor görülme, aklımızda dalga geçilmesi. Buna katlanan bizler aptal değiliz, değersiz değiliz, akılsız değiliz, bunların bir zerresini hak etmiş değiliz. Peki neden bu gerçeği göremedik? Neden bu kadar geç olmadan dur diyemedik? Neden bazılarımız bunu hala göremiyor? Çünkü bunu sevgi sanıyoruz.
Bir şeye katlanıyormuşuz ya da kötü muamele görüyormuşuz gibi gelmiyor. Sevginin bedelinin bu olduğuna inanıyoruz. Annemiz de bunu yapmış, kardeşlerimiz de. Kanıksamışız. Başka türlüsünün olabileceğine ihtimal dahi vermemişiz. Başımızı sudan çıkarmaya her cüret edişimizde hadsizlikle suçlanmışız. “Yalnız öleceksin, ne sanıyorsun kendini, çok değiştin, sonra ağlayarak gelme, sana öyle geliyor, amma abarttın, çok takıyorsun, kimlerin aklına uyduysan pişman olacaksın, sana gaz verenler yanında olacaklar mı bakalım… “ ve daha neler duydunuz da korkudan buz kestiniz. Vazgeçtiniz, pes ettiniz, başa döndünüz, zalimlerin kucağına düştünüz.
Korku filmi gibi pek çok kadının aile içinde yaşadıkları. Yazarken irkiliyorum. Tek bir şey var gerçek olan. Bize Allah’ın emaneti olan bu canı korumak zorundayız. Bedenimiz, aklımız, ruhumuz, kalbimiz hepsi Allah’ın emaneti. Kendimizi kimseye emanet edemeyiz. Bu yola devam edeceğiz. Bizden çoktan vazgeçmiş olanlara tutunmadan. Zaten gitmek isteyeni kalmaya zorlamadan. Aynı insanlarla cebelleşip durmadan. Kaybettiklerimizin yasını tutarak başlayabiliriz. Kararlar alıp harekete geçmeye cesaret edebiliriz. Hayatın içinde kendimize yer açabiliriz.
Hepsini arkada bırakıp yüzümüzü hayata dönebiliriz.
Yanılabiliriz, fikir değiştirebiliriz, hata yapabiliriz. Ama en azından biliriz ki sadece ve sadece kendi yaptığımız hatanın bedelini ödüyoruz, kimsenin değil.
Hepinize kocaman sarılıyorum. Her şey gönlünüzce olsun. Allah’ emanet olun.