Neye ihtiyacınız olduğunu başkalarından önce siz fark edin. İnsanların sizin zaaflarınız üzerinde yükselmesine izin vermeyin. İhtiyaçlarınız için lazım olan emek miktarının farkında olun ki; size verilenlerin, yapılıp edilenlerin ederini gerçekçi bir şekilde değerlendirebilin, gereğinden fazla bedel ödemeyin.
Bir şeye çok ihtiyacınızın olması ve birinin o ihtiyacınızı tam da o anda karşılaması yapılanın değerini belki biraz arttırır. Ama sadece biraz…
Çok susamış ya da hiç susamamış olabiliriz. Bir bardak suyun değeri her durumda aynıdır; eğer çölün ortasında yaya kalmış değilsek.
Bazen diğeri yüreğimizde küçük bir noktaya dokunur ve bize dünyaları vermiş gibi hissederiz. Yaptığı küçücük eylemle ruhumuzda büyük fetihler yapmasına izin verir, ona minnettar kalırız.
Ama bazen de diğerinin bizim için harcadığı tonlarca çabayı görmez oluruz, o ne yapsa bize az gelir.
Oysa biri bizi çölden kurtarmıştır, daha fazlasını yapmayı akıl edememiş, belki de gerek görmemiştir; diğeri sadece bir bardak su vermiştir. Biri kendi suyumuzu alabileceğimiz zemine bizi kavuştururken diğeri bir bardak suyla şeytanımız olmuştur. Ve biz şeytanlarımızı kahramanımız gibi görmeye meyilliyizdir.