Mutlu hayat diye bir şey yok aslında, yalnızca mutlu anlar var. Mutlu anları algılayabilen ya da kendini tüm anlara kapatmış dertli zihinler var. Mutlu anlar ısmarlama olmuyor, planlamakla da bizi bulmuyor. Mutluluk sensörleriniz açıksa eğer, hayatın her anında karşınıza çıkmakta olan küçük sürprizleri fark ediyorsunuz. Değilse de güzelliklerin, fırsatların bazen de kısmetlerin yanından öylece geçip gidiyorsunuz. Zihin her daim dertlerle meşgulse hiç bir şeyden keyif alamıyorsunuz. Algılar kapanıyor. Oysa hayattan keyif alan insan, derdi olmayan insan değil ki! Yaşama sevinci denen şey şükran ve minnet duygusuyla beslenir.
Gülümseyen bebeğin, gırıldayan kedinin, tam zamanında gelen bir bardak çayın, canım çekerken komşunun getirdiği bir dilim kekin, parktaki çiçeğin, gökteki kuşun güzelliğini görmek için dertlerin geçmesini mi bekleyeceğiz, yoksa başımıza gelen her güzel şeye şükranla, minnetle tanıklık mı edeceğiz? Hayatın güzelliklerini şükranla seyretmenin hem size hem de bütün varoluşa katkısı olduğunu hep hatırlayın olur mu?
Hepimiz için hayırlı, huzurlu, şükran dolu bir hafta olsun dilerim.