“Nasıl bir eş arıyorsun, ne istediğini biliyor musun”
“Evet biliyorum” diyor.
“Ne istiyorsun peki”
“Eli yüzü düzgün olsun, çok yakışıklı olsun demiyorum ama beğenmem lazım elektrik önemli. Sonra evi …olsun bir kere, arabada lazım tabi, iyi bir işi ve düzgün bir maaşı olsun. Şu saatten sonra sıkıntı çekmek istemiyorum.”
Evlilik çağındaki gençlerle biraz konuşursanız ya da evlilik programlarına şöyle bir göz atarsanız evlilikten beklentilerin maddi zemin üzerinde yükseldiğini görebilirsiniz. Şimdi diyeceksiniz ki maddiyat önemli değil mi? Bu devirde her şey parayla oluyor, parasız, işsiz güçsüz nasıl olacak.?” Buradan bakınca da söylenenlere hak vermemek mümkün değil. Maddiyat önemli elbet, insanın başını sokacak bir evi olması da çok güzel. Ama evlilik çok başka bir konu ve evlilikte eş seçimi yaparken en son bakılması gereken yer maddi özellikler ve kişinin sahip olduğu mal, mülk, kariyer olmalı.
Nedenine gelince.
Diyelim ki malı mülkü var, eli yüzü düzgün, dünya görüşlerimiz de yakın, evlenince rahat ederim diye evlendiniz. Ama eşiniz sorumsuz ve tembel biri. Atalarından kalan ne varsa her başı sıkıştığında bir parça satıyor. Çalışıp çabalamak yerine satıp yemeyi tercih ediyor. En sonunda bir bakıyorsunuz elinizde hiçbir şey kalmamış. Çalışmaya alışkın olmayan bir eş dışında.
O zaman maddiyattan önce ideal birliğine mi bakmak gerekiyor?
İdeal birliği olsa da olur, olmasa da olur bir kavramdır. Olursa iyi olur ama maddi ölçütler gibi o da tek başına yeterli değildir. Zira geçmişte ideal birliğine dayalı olarak yapılan pek çok evliliğin hayal kırıklığıyla sonlandığını gördük. Çünkü idealler değişir, hele ki bu zamanda çok daha hızlı değişir. İdeal birliği çiftleri bir arada tutmaya yetecek kadar güçlü bir harç değildir. Bir ideoloji uğruna verilen mücadele ortak bir yaşam kurmak için verilmemişse mutlu bir evlilik oluşamaz.
Mal mülk ya da ortak idealler. Bunların hepsi bir yerde biter, bir yerde değişir.
Maddi kriterler ve ortak idealler tek başına yeterli değilse, o zaman evlilikte eş seçimi yaparken en çok nelere dikkat etmeliyiz.
Beraber yürüdük biz bu yollarda diyor bir şarkıda. Yol arkadaşlığı önemlidir. Bir evliliği sağlamlaştıran en önemli şey aynı yola baş koymak ve hayatın zorluklarına karşı birlikte mücadele etmektir. Ortak idealler için mücadele etmekten daha önce gelen şey, hayatın basit kurgusu içinde ortak yaşam kurmak için verilen mücadeledir. Ama buna engel bir durum var son zamanlarda: Evlilik yaşının giderek ileri çekilmesi.
Evlilik yaşı giderek ilerliyor. Okul bitsin, askerlik bitsin, iş bulalım, çeyiz yapalım, biraz para biriktirelim, araba alalım, maaşımızın tadını çıkaralım biraz rahat edelim derken bir de bakılıyor ki otuzlu yaşlara gelinmiş. İşte sıkıntı da burada başlıyor.
Okul bitmiş tek başına,
Eşya almış tek başına,
Para biriktirmiş tek başına,
Borç ödemiş tek başına,
Sıkıntı çekmiş tek başına,
Hayatın en zorlu yollarını tek başına yürümüş insan şimdi neden evlensin? Evlenmeye gerek duymamak özellikle de erkeklerde evlilikten kaçınma davranışıyla kendini gösteriyor. Erkekler baba olmak istedikleri zaman evliliğe sıcak bakmaya başlıyorlar.
Tek başına da pek çok şeyi başardığını gören insanlar evliliği tamamen gereksiz bir kurum hatta sadece üremek için katlanılması gereken bir angarya olarak görüyorlar. Ben kendime yetiyorum düşüncesi egoları iyice şişiriyor. Şişkin egolu insanlar hayat yolculuğunda birbirlerine kenetlenmekte zorluk yaşıyorlar.
O halde her şeyimiz tam olsun, borcumuz harcımız bitsin ondan sonra evlenelim düşüncesini bir tarafa bırakmak gerekiyor. Bu konuda anne babalara da büyük görev düşüyor. Ailelerin yüksek beklentilerle birbirlerini bunaltmaması, aşırı talepkar olmaması önemli. Her şeyin dört dörtlük olmasını beklerken geçen zaman çiftlerin aleyhine işliyor. Asgari düzeyde bir şeyler olsun, gerisini çiftler zamanla birlikte tamamlasın. Anlatacak bir hikayeleri olsun.
Eş olarak seçeceğiniz insan hangi değerlere sahip?
Eş seçiminde en önemli ve ilk bakılması gereken yer karşımızdaki kişinin değerler sistemidir.
İdealler zamanla değişir ama kişiliğimizin temelini oluşturan değerler zaman zaman unutulsa da değişmezler. Mesela para, aile, sevgi, saygı, başarı, sorumluluk, yardımseverlik, sabır, çalışkanlık, kanaatkarlık en temel değerlerdir. Bir insanı tanırken onun için hangi değerlerin en önce geldiğini iyi tahlil etmek gerekir. Değerler sisteminin başına parayı koyan bir erkekle değerler sisteminin başına yardımseverliği koyan bir kadının evliliği sağlıklı bir evlilik olmayacaktır. Değerler sistemindeki ortaklık mutlu bir yuva için ön koşuldur. Bir taraf aileye değer verirken öbür taraf başarıya odaklıysa bu da sıkıntı yaratacaktır. Başarma duygusu çok yüksek bir erkek, fazla çalışacağı için ailesine yeterince zaman ayıramayabilir. Bu durumda kadın, aileden önce paraya değer veriyorsa kocasının geç saatlere kadar çalışmasını sorun etmeyebilir. Ama önceliği huzur ve aile bağlarıysa kocasının işkolik tavırları evliliğin huzurunu bozacaktır.
Özetle;
*Kendi değerler sisteminizi iyi bilin, kendinizi tanıyın. Sonra karşınızdaki kişinin değerler sistemiyle örtüşüp örtüşmediğini iyi analiz edin. Gerekirse aile büyüklerinden ya da bir aile danışmanından yardım alın.
*Evlilik yaşını fazla ilerilere taşımayın. Gönlünüze uygun, kafanıza yatan biri karşınıza çıktıysa her şeyimiz tam olsun diye beklemeyin.
*Maddiyata önem vermeyin. Sorumluluk duygusu olan, dürüst ve çalışkan insanlar eninde sonunda istediklere şeylere sahip olurlar. Ama sahtekar, yalancı, sorumsuz insanlar sahip olduklarını gün gelir yitirirler.
Psikolog Tülay KÖK
(Diyanet Aile Dergisi Ocak sayısındaki yazım)