Ergenlik Dönemi Ruhsal Özellikleri
Çocuklukla erişkinlik arasında gençlik çağı vardır . UNESCO gençlik çağı olarak 12-24 yaş dilimlerini kabul etmiştir.
Kızlarda 10-12, erkeklerde 11-13 yas. dilimleri arasında yer alan önerinlik döneminde cinsel uyanışla birlikte yeni ruhsal özellikler ve davranışlar kendini gösterir . İlk gençlik çağı oldukça fırtınalı bir dönemdir. Bu donemde genç kendi kendisiyle ve çevreyle sürekli bir savaş içinde görünür. Duygulan hızlı iniş ve çıkışlar gösterir. Çabuk sevinir, çabuk üzülür, çabuk sinirlenir, olur olmaz şeyi sorun yapar. Tepkileri önceden kestirilemez olur. Derslere ilgisi azalmış , çalışma düzeni bozulmuştur. İstekleri artmıştır, kendisine tanınan haklan yetersiz bulur. Evdeki kuralların çokluğundan ve sıkılığından yakınır. Ana babanın uyarılarına birden tepki gösterir, sert yanıtlar verir. ilgileri artmış gelgeç hevesleri çoğalmıştır. Süse ve giyime düşkünlük başlar. Genç kız ayna karşısında saatler geçirir, bir sivilceyle gün boyu uğraşır. Genç erkek boyasız ayakkabısına bakmaz ama saçını uzatır, günün modasına uygun kestirmekte direnir. Zayıflık, şişmanlık, uzun boy kısa boy yüz çizgilerinin düzgün olup olmayışı sorun olmaya başlar. Gizliliğe önem verir, odasına kapanır, kapısını kilitli tutmak ister.
Gençlik çağı, abartılmış, aşırı çabuk ve kolay değişen duygulanım ve coşkularla yaşanır. Genç kaygıdan mutluluğa, sevinçten sıkıntıya, kızgınlıktan taşkınlığa değişen çeşitli duygulanım ve coşku durumlarından kaynaklanan iletişimler kurar. Başkasının tatlı ve yumuşak bakışı, gülümseme, bir iki övgü sözcüğü onu mutlu eder. Aşık bir yüz, sert mimikler, kırıcı bir söz onu kızdırır. Sevdiği insanlara karşı bir süre sonra nefret duyar, öfkelendiği insanları yüceltir, korktuğu insana yanaşır.
Gencin içine düştüğü bu ruhsal çalkantının bir nedeni bir anlamı vardır . Hızlı bedensel gelişmeyle birlikte gelen cinsel uyanış., genci hazırlıksız yakalamakta ve bunaltmaktadır. Genç birden bastıran bunca değişikliğe kendini uyduracak gücü bulamamaktadır . Bedensel büyüme hızla gerçekleşirken ruhsal büyüme geri kalmaktadır. Dengesi bozulan genç bu yeni duruma alışmaya çabalamaktadır. Tepkilerindeki iniş çıkışlar, davranışlarındaki tutarsızlıklar, duygulardaki değişkenlik hep bu uyum çabasıyla açıklanabilir.
Genç bir yandan büyümek için sabırsızlanmakta, öte yandan çocuksu davranışlarından sıyrılamamaktadır.- Ergenlik belirtilerini yaşıtlarından çok önce gösteren gençlerde bu bocalama daha da belirgindir. Yetişkin boyutlarına ulaşmış bir gövdede çocuk kişiliği vardır. Dün seksek oynayan bir kız çocuğu ilk aybaşısını gördü diye kendini bir günde yetişkin gibi davranmaya zorlayamaz. Bu çelişkiyi kendi içinde duyan genç ana babasının çelişkili tutumlarıyla büsbütün bocalar. Kardeşine sataşan ağabeye, baba: Utanmıyor musun koskoca adam oldun” der. Öte yandan “daha o kadar büyümedin” diye tek basma ya da arkadaşlarıyla maça göndermez.
Bu çağ gencin yeni arayışlar içinde olduğu bir çağdır. Genç her şeyden önce kendini aramaktadır. Ben kimim? Neyim? Ne olacağım? Toplumdaki yerim neresi sorularını kendi kendine sorar. Kendi kişiliğine çeki düzen vermeye çalışır. Kendi kimliğine kavuşabilmek için önce ana babasının etkisinden sıyrılmaya çalışır. Anne babayı dolaylı ve açık olarak eleştirir, beğenileriyle alay eder. Kendisini evrenin merkezinde etkin ve güçlü gören genç, anne babasını etkisiz, güçsüz, yetersiz görmeye başlar . Kimliğini kişiliğini kazandığını sanan anne babasını, yakın çevresini, başkalarını sürekli olarak eleştiren, küçümseyen genç, kendisiyle ilgili tüm kararlarda bağımsız olmak ister. Buna karşılık ailede ya da okulda kendi üzerine düşen sorumlulukları yüklenmez ya da zorla yüklenir. Çalışmak ve başarılı olmak gibi sorumlulukları olduğunu unutur.
Gençlik çağı bağımsızlık ve topluma katışma çağıdır. Genç evden kopar çevreye yönelir. Ana babasından değişik olma eğilimi onu bir bakıma boşlukta bırakmıştır. Bu boşluğu yeni arkadaşlıklar kurarak doldurmak ister. Arkadaş grubu içinde bağlılığa ve dayanışmaya önem verir. Arkadaşlarına kendini benimsetmek için kendine aykırı gelen davranışlara bile katılabilir. Evde anne babasıyla çatışması çok olan bir gencin, arkadaşlarına kendini tümden kaptırması olasılığı daha yüksektir. Kendini bulma çabasında olan güvensiz ve yetersiz bir genç, daha atılgan ve becerikli yaşıtlarının egemenliği altına girebilir. Gencin yoldan sapması kötü arkadaşa uyma sonucu ortaya çıkmaz. Tersine ana babasından yeterli destek bulamayan genç, olumsuz arkadaşlıklara yönelir. Ancak ana babasının denetlemesi ve uyarışı gereklidir. En sağlıklı gençler bile ara sıra yoldan çıkma eğilimi gösterebilirler. Ana babasıyla ilişkileri sağlıklı gelişen bir genç bir süre kendini olumsuzluklara kaptırsa bile, geri dönüş yapmasını bilir.
Ergenlik döneminin ilk yıllarında genç duygu ve düşünceleriyle bir hayal dünyası yaratır ve bunun içinde yaşar. Gerçekle düşü kolayca ayıramaz. Kendisini çok önemser. Bütün duygu ve düşüncelerinin benzersiz olduğunu düşünür. Bir filmde başrol oynuyor gibidir. Başkaları bu filmin izleyicisidirler.
Gençlik donemi hayranlıkların ve tutkunlukların bol olduğu bir donemdir. Gençler bir yandan ana baba etkisinden sıyrılırken bir yandan kendilerine yeni örnekler seçerler. Bir şarkıcı, bir sporcu, bir öğretmen onların benzemek istedikleri kişiler olur. Genç, hayran olduğu bu kişilere her yönden benzemek ister. Yeteneklerinden kusurlarına değin her şeyini körü körüne beğenir. Bir sure sonra kendine yeni bir örnek seçer, onunla özdeşim kurar. Sürekli değişen hayranlıklar gencin ilerde ne olmak isteyişiyle ilgilidir. Bir kişilik, bir amaç geliştirirken, yoluna çıkan başarılı ve örnek insanlardan benliğine bir şeyler katmaktadır. Bu denemeleri yapan genç, kendine uyacak giysiyi buluncaya dek giysi değiştiren bir insana benzetilebilir.
Ruhsal alanda yaşanan çalkantı yanında, gençte pek çok olumlu gelişme gözlenir. Gencin düşünme yeteneğinde önemli bir sıçrama olur. Soyut kavramları daha iyi anlar, kullanır. İlgi alanı genişler. Toplumsal olaylara ilgi duyar. Hiçbir şeyi beğenmez tutumu, giderek yerinde eleştirilere ve yorumlara dönüşür. Haksızlıklara karşı acımasız bir tutum takınır. Kısacası gençlik çağının başlangıcı ruhsal bakımdan duyguların egemen olduğu, çelişkili düşüncelerin ve davranışların bulunduğu bir geçiş donemidir. Kimi genç de az bir çalkantı ile atlatılırken kimi gençte bu donem daha gürültülü geçer.
Psikolog Yazar Tülay KÖK
Gsm: 0 533 815 33 54
tulaykok@tulaykok.com