Pek Çok Sey Üzücü Olabilir
Bir çok şey çok kötü, üzücü, acı verici olabilir. Ama dünyanın sonu olan tek şey dünyanın sonudur. Biz yine de hayal kurmaya devam edelim, umudumuzu hiç kaybetmeyelim. Sevgilerimle💕💙💕
Bir çok şey çok kötü, üzücü, acı verici olabilir. Ama dünyanın sonu olan tek şey dünyanın sonudur. Biz yine de hayal kurmaya devam edelim, umudumuzu hiç kaybetmeyelim. Sevgilerimle💕💙💕
Her kalp sevgi ile beslenir. Sevgi bir canlının büyümesi için en verimli topraktır. Sevilen insan daha çok sevgi verebilir. Sevilen her canlı daha dirençli olmayı öğrenir. Sevgiyle kalın🙏💕
Bazılarımız tamamen kendileri dışında bir şeye, mesela eşine, çocuğuna, bir arkadaşa saplantılı şekilde odaklanır. Onlara ne istiyorsun diye sorduğumda diğerinin ne istediğini anlatmaya koyulur. Ne hissediyorsun diye sorduğumda diğerinin hislerini anlatmaya başlar. Kendinden değil kafasını taktığı kişiden bahsetmek ister sürekli. Enerjileri düşüktür, sinirleri bozuktur ve tükenmişlerdir. Bana kendilerini anlatamazlar çünkü ne istediklerini, ne hissettiklerini bilmiyorlardır.…
Bize acı veren yaşantılardan, acı çekmeyi göze almadan kurtulamayız. Acıdan kaçtığımızda kısa vadede rahatlarız. Uzun vadede ise hem sorunlarımızın, hem de sorunlarımızdan kaçmak için sığındığımız bağımlılıklarımızın yarattığı acıyla baş başa kalırız.
İnsanların yaptığı her şeyi kişisel algılamayın. Üstünüze alınmayın. Hele de sizi sevip sevmediğinin göstergesi olarak hiç düşünmeyin. Kişilik bozukluğu olan insanların takıntılı şekilde bazı şeyleri yapması sizi değil kendilerini sevmediklerini gösterir.
Başkası konuşurken onun sözlerini dinlemek yerine vereceğiniz cevabı düşünmek, iletişim katili bir davranıştır. Dinlerken zihniniz şu deniz kadar berrak olmalı. Karşınızdakini ancak bütün önyargılardan arınmış bir kafayla dinlerseniz anlamaya başlarsınız. Mutlu ilişkiler için, dinlemek konuşmaktan önde gelir. 🌼
Günaydın… “dur, dinle. hep konuşursan hiç bir şey duyamazsın” demiş kızılderili atasözü. Dinlemek önemli. Birini sevmek en çok da o birine kulak vermek demek. Seviyorsanız hem kalbinizi hem kulaklarınızı açıp dinleyin. Dinleyerek var edin sevdiklerinizi. Güzel bir gün olsun hepimize🌸
Yazıya Konu Videoyu İzlemek İçin Linke Tıklayınız ;https://www.facebook.com/psikologtulaykok/videos/1073205502761994/ Hayat çok yorduğunda neden bir kuzunun yanında değil de bir çakalın yanında dinlenmek ister çoğu insan? Asla teslim olmaması gerekene, ilk önce teslim olur? Hem de onca seçenek arasından gider de gözünü çıkartır? Bizim için en tehlikeli olanın çekiciliği daha mı büyük olur? . Kedinin pençesinde uykuya…
Yazımıza Konu Video için ; https://www.facebook.com/psikologtulaykok/videos/1071524409596770/ İnsanın yapabileceği bir şey konusunda ben yapamam demesi, yeterince denemeden pes etmesi ne kadar acıklıysa, boyunu aşan sulara yüzme bilmeden dalması da bir o kadar acıklı gelir bana. . İlkinde korkaklık, tembellik ve cesaret eksikliği ikincisindeyse hadsizlik duygusudur insanın düşmanı. . Bu videoda, enerjisini olmayacak bir iş için harcayan…
Bize iyi hissettiren her şey kalıcı iyilik haline hizmet etmeyebilir. Kalıcı iyilik hali; her yönden sağlığımıza özen göstermekle, kendi ihtiyaçlarımız ile çevremizin ihtiyaçlarını dengelemekle, bize yapılan iyiliği daha çok ama kötülüğü daha az farketmekle, aldığımızdan daha çok vermekle ve her zaman daha çok sevmekle mümkündür.
Bazen bir çay bardağına dayanmakta buluruz ana sıcaklığını. . 🌸 İsteyelim ya da istemeyelim tüm canlıların bağlanmaya, ihtiyacı var. . 🍀 Hayata sağlıklı bağlar kurarak başlayanların ileride kuracağı ilişkiler de sağlıklı olacaktır. Güven dolu bağlantılar yaşamın ilk yıllarında oluşmadıysa kişi güven dolu, huzurlu ilişkiler oluşturmakta zorlanacaktır.
Birbirimizden farklı olabiliriz. Farklı düşünüyor, farklı görünüyor, farklı şeylere inanıyor olabiliriz. Gel gör ki sonuçta yakınlığa, dostluğa, sevgiye, huzura aynı şekilde ihtiyacımız var. Birbirimizi tüm farlılıklarımızla kabul ettiğimizde kalbimizde yakınlığa daha çok yer açılacak. Ve mutlu olmak için yakın olmaya herşeyden çok ihtiyacımız var.
Aynı fikirde olmak insanlar arası yakınlık ölçütü müdür? Hayır değildir. Ama diğerlerinin yakınlığını, sevgisini, desteğini kaybetmekten korkuyorsak onlarla hemfikirmiş gibi yaparız. Çatışmadan kaçmak, bir süreliğine de olsa huzurumuzu korumak için kendi düşüncemizi kendimize saklarız. Bunun uzun vadede sürekli yapılmasının sakıncası şudur. Bir süre sonra kendiliğimizi öyle bir bastırmış oluruz ki artık en basit konularda bile…
Karşınızdaki kişinin geçmişte size yaptıklarını eleştirerek, bugünde ihtiyacınız olanı alamazsınız. Şimdi de neye ihtiyacınız varsa açık açık söyleyin. Örneğin “ne zaman bir işin ucundan tuttun ki” demek yerine “mutfakta yardımına ihtiyacım var masayı hazırlar mısın” demek. Ya da “bir günden bir güne yanımda olmadın” demek yerine, “bugün önemli bir görüşmem var yanımda olursan mutlu olurum”…
Eşimizle daha yakın olmanın yolu; onunla daha fazla ilgilenip, sorunları masaya yatırıp, ilişkiyle daha fazla uğraşmak mıdır? Cevap hayır. Paradoks odur ki ilişkiye odaklanmak yakınlıktan ziyade çiftler arasında mesafe doğurur. Yakınlık bir ilişkide ilk hedef olduğunda mesafeler daha da artar. O zaman özellikle sorunlu dönemlerde, eşimizle aramızda gerilim tırmandığında neye odaklanmalıyız: “Kendimize”. Kendimizle ilgilenmek kendi…
Sevgili öğrenciler, sınav esnasında sadece sorulara odaklanın, sonuçları değil soruları düşünün. Bir konuyu hatırlamakta zorluk yaşarsanız sağ elinizi yumruk yapın ve üç derin nefes alın. Eğer bir soruyu bir kaç kere okumanıza rağmen anlayamadıysanız dikkatiniz dağılmış olabilir başınızı soru kağıdında kaldırın, omuzlarınızı hareket ettirin ve avuçlarınızı beş altı kere açıp kapatın. Yapamadığınız soruyu boş bırakın…
Sorumluluktan kaçan insanların temel korkusu başarısız olmaktır. Büyük ihtimalle küçük yaşlarda anne babaları tarafından çok fazla eleştirilmişler, başarısız oldukları her seferinde cezalandırılmışlardır. Bu insanlar için sorumluluk risk demektir. Eleştirilmekten bıkmış, cezalara doymuşlardır. Onay almaya ihtiyaçları vardır ama sorumluluk almadıkları için ciddi başarılar elde edemezler. Başarılı olmadıkları için çok ihtiyaç duydukları onayı alamazlar. Bu kısırdöngüyü bir…
Farklı olmanın, farklı düşünmenin kabul edilmediği bir ailede büyüdüysek yakın olmanın yolunun aynı olmaktan geçtiğine inanıyor olabiliriz. Oysa ki yakın olmak ve anlaşmak için aynı olmak gerekmez. Sevdiğimiz insanları kendimize benzetmeye çalışmak yerine onları olduğu gibi kabul edersek zenginleşir ve büyürüz.
Bir insanı değişmesi için ne kadar zorlarsanız, değişime karşı o kadar direnecektir. “Ama zorlamazsam hiç değişmeyecek” diyebilirsiniz. Oysa insanlar zorladığımız için değil, zorlamamıza rağmen değişirler. Emin olun her insan değişmek, büyümek, gelişmek dürtüsüyle doğmuştur. Her insan mevcut koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak için çaba gösterir. Zamanı gelince, şartlar uygun olduğunda ve en önemlisi…
İçimizdeki sesleri en yüksek şekilde rüyalarımızda duyabiliriz. Rüyalarımız bilinçaltından bilincimize gönderilmiş mektuplar gibidir. Farkına varılmayan, unutulan bir rüya, okunmadan silinmiş bir mesaj gibidir. Bu nedenle rüyalarımızı hatırlamaya çalışmak, mümkünse eğer bir rüya defteri tutmak kişiliğimizin bütünleşmesi ve sorunlarımızın çözümü konusunda çok yardımcı bir yöntemdir. Eğer çok fazla kabus görüyorsak, kişiliğimizin reddettiğimiz parçalarının açığa çıkma zamanı…
Sınava girecek olan gençler… Şu ana kadar bilgi olarak ne öğrendiyseniz öğrendiniz. Şimdi önemli olan bilginizin tamamını kullanabilmeniz. Bunun içinde moralinizin yüksek, kaygınızın düşük olması gerekir. Başarının yarısı öğrenmek, diğer yarısı da öğrendiğini aktarabilmektir ve bu da moral gücünün yüksek olmasına bağlıdır. Bunun için bir kaç önerim var ☝yarın gideceksiniz ve size 160 tane soru…
Yeni yıldaki yenilik lafta kalmasın, değişen sadece bir rakam olmasın. Değişen rakamların biz bir şey yapmazsak bir şeyleri değiştirmeye gücü olmadığı unutulmasın. Yeni yıl bahane belki de… İnsan ruhu arada sırada şöyle bir aç kapa yapmak, bir şeylerin değişeceğine inanmak, yeniden başlamak, umut etmek istiyor. Yeni olan her şey içimizde büyük bir heyecan uyandırıyor. Yeni…
İlişkide kendinizi ortaya koyuyor musunuz yoksa sıkıcı olurum kaygısıyla kendinizi saklıyor musunuz❓ Mesela, çok heyecanlı olduğunuz halde sakinmiş gibi görünmeye çalıştığınızda, çok merak ettiğiniz halde umurunuzda değilmiş gibi yaptığınızda, bütün gün aramasını bekleyip aradığı zaman çok meşgul gibi davrandığınızda “mış gibi” yapmış olursunuz. Bu stratejik bir ilişki kurma tarzıdır ve kendinizi saklayarak keyifli biri olmazsınız.…
Günaydın En basit ve ucuz egzersiz sabah yürüyüşüdür. Yirmi dakikalık bir yürüyüş bile endorfin ve serotonin salgılanmasını hızlandırır enerji verir Moralinizi yükseltir Stres atmanızı sağlar Daha iyimser olursunuz Bağışıklık sisteminizi güçlendirir.
Her şeyi içimizde tutmaya çalıştığımızda ve sadece içimizde tutarak durumları kontrol altında tutabileceğimize inandığımızda, fiziksel gerginlik yaşamak kaçınılmaz olur. Kendinizi bırakmaya nefesinizi bırakarak başlayabilirsiniz. Derin bir nefes alın ve ohh diyerek bırakın. Nefesinizi tuttuğunuz zamanları fark edin ve hemen derin nefes alın. Nefesinizi tutmayın. Bedeninizdeki rahatlamayı farkedeceksiniz.
İlgiye en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanda, ilgisine en çok ihtiyaç duyduğumuz kişiyi kırıp döker ve onu, almak istediğimizi veremeyeceği duruma getiririz. Üzgünseniz size moral verecek, yorgunsanız size enerji verecek, düşerseniz elinizden tutacak kişilere iyi bakın. Size değer veren güzel insanlarla olan ilişkilerinize gereksiz gerilim yüklemeyin ki zor günlerde yalnız kalmayın.
Bazen kendimizi son derece kararsız ve iki zıt düşünce arasında sıkışmış hissederiz. Bir tarafımız kalk derken öbür tarafımız otur diyordur. “İstiyoruzdur ama yapamıyoruzdur”. Yarım kalan işleri bitirmek, yürümek, bir kursa yazılmak, taşınmak, yabancı dil öğrenmek istesek de içimizde bunu yapacak güç bulamıyoruzdur. Bunun en büyük sebebi ise kaygı duymamızdır. Kaygımız o kadar yüksektir ki bir…
Günaydın Sosyal ortamlarda gergin misiniz? Bulunduğunuz ortamda “Nasıl görünüyorum” “Aptalca bir laf mı söyledim” “İnsanları sıkıyor muyum” “Elimim titrediğini fark ederlerse” “Rezil olacağım” “Bir daha beni çağırmayacaklar” Gibi düşünceler çok sık aklınıza geliyorsa etrafınızda neler olduğuna değil, nasıl bir etki bıraktığınıza odaklanıyorsunuzdur. Sosyal ortamlarda daha rahat olmak için dikkatimizi çevremize vermeli, diğer insanlarla ilgilenmeliyiz. Eğer…
Kim olduğumuzu anlamaya giden yol yakın ilişkilerimizi anlamaktan geçer. Eşimiz, eşimizin ailesi, annemiz, babamız, kardeşlerimiz, dostlarımız…Nasıl ilişki kuruyoruz?Sorun çıktığında neler yapıyoruz?Kaygı çok yükseldiğinde tepkisel olmadan ya da kaçmadan kaygıyı yönetebiliyor muyuz?Sizin için önemli olan insanlardan uzaklaşarak sorunları çözemezsiniz. Hiç kimseye ihtiyacınız yokmuş gibi davranarak da.Sorunun kaynağı olarak gördüğünüz ve aşırı odaklandığınız kişiden odağınızı kaydırın. Büyük…
Mutsuzluğunuzun sebebi henüz doğru insanı bulamamak değildir. Sizin için doğru olabilecek binlerce insan vardır. Bu insanlarla karşılaşmak için ihtiyacınız olan içinizdeki doğruları fark etmektir.
Yetersiz kalmaktan korkan insan, kendisi olmaya da kendisini bulmaya da cesaret edemez. Bu insanlar çocukken anne babalarının beklentilerini karşılayamamaktan korkmuşlardır. Yetersizliğin utanılacak bir şey olduğunu öğrenmişlerdir. Bu yüzden de kendi canlılıklarını bastırırlar, içlerinden geldiği gibi davranamazlar, kendilerini kasarlar. Bu yolla kendilerini utanmaktan korumaya çalışırlar.
Hatalarınızı fark edin,Sonra telafi edin,Pişmanlığın getirdiği acıyı hissedin,Son olarak kendinizi affedin ve konuyu kapatıp yaşamaya devam edin. Sonuçta hayat devam ettikçe kendinizi kötü hissetmenize neden olacak, hoşunuza gitmeyecek şeyler yapacaksınız. Tıpkı geçmişte yaptığınız gibi. Çünkü insan hata yapan ve hata yapma hakkına sahip olan bir varlıktır.
Öfke nöbetleri;İlgiye ihtiyacım var demektir.Yardım edin tükeniyorum demektir.Sesimi duyun demektir, sesini duyurmak istemektir.Ancak öfke nöbetleri arasına sıkıştırdığımız mesajlar hedefine ulaşmaz, anlaşılmaz.Öfkeliysek ve bağırıyorsak sesimizi duyuramayız. Beklediğimiz anlayışı bu yolla alamayız.Kalbimiz kırgın olabilir, incinmiş olabiliriz. İlk önce sakinleşmeyi,İhtiyaçlarımızı tanımlamayı,Savunmadan ve saldırmadan kendimizi anlatmayı, Enerjimizi şarj etmeyi ve yükseltmeyi öğrenmeliyiz.
Öfke nöbetleri; İlgiye ihtiyacım var demektir. Yardım edin tükeniyorum demektir. Sesimi duyun demektir, sesini duyurmak istemektir. Ancak öfke nöbetleri arasına sıkıştırdığımız mesajlar hedefine ulaşmaz, anlaşılmaz. Öfkeliysek ve bağırıyorsak sesimizi duyuramayız. Beklediğimiz anlayışı bu yolla alamayız. Kalbimiz kırgın olabilir, incinmiş olabiliriz. İlk önce sakinleşmeyi, İhtiyaçlarımızı tanımlamayı, Savunmadan ve saldırmadan kendimizi anlatmayı, Enerjimizi şarj etmeyi ve yükseltmeyi…
Sevgili Anne Babalar; Okulların açıldığı bu günde bazı küçük hatırlatmalar yapmak istedim. Okul önemlidir ama en önemli ya da tek önemli şey değildir. Çocuklar hayatlarının okuldan ibaret olduğunu düşünmezler, sizin böyle düşünmenizden ve sürekli derslerle, sınavlarla, notlarla ilgilenmenizden hoşlanmazlar. Hayatın geri kalanında yaptığı uğraşlar anne babası tarafından yeterince ilgi görmeyen çocuk, kendini yeterince değerli hissedemez,…
Verdiklerinden çok daha fazlasını aldıkları halde, sizi aldığınızın karşılığını veremediğinize inandıran insanlar vardır. Yani size bir verip sizden beş alırken, size tam tersi oluyormuş gibi hissettirirler. Eksik, yetersiz, başarısız olduğunuzu düşünmeye başlarsınız. Bunu niye mi yaparlar? Çünkü yetersizlik duygusuna boğulan insan, kendine olan güvenini de kaybetmeye başlar. Kendine olan güvenini kaybettiği yerde – o güveni…
Çocuk sahibi olmak için doktora başvuran çiftlerin yüzde onbeşlik kısmında kısırlığa sebep olacak fiziksel bir probleme rastlanmıyor. Bu çiftlerin bir kısmı zaman içinde doğal yollarla gebe kalabilirken bir kısmı da tüp bebek ya da aşılama gibi yöntemlere başvuruyor. Bebek sahibi olma yolundaki tedavi süreci çiftler için oldukça stres verici. Özellikle de anne adayları için uzayan…
Bizim için önemli olan bir ilişkide stresli bir dönemden geçiyorsak ya da bir türlü çözülmeyen sorunlar yüzünden bezmiş durumdaysak ne yapıyoruz? Evet bu konu hakkında düşünmeye devam edelim… Duygusal olarak çok yoğunlaştığımızda sorunlara saplanıp kalabiliriz. Karşımızdakinin yaptıklarına odaklanmaktan öylesine yorgun düşeriz ki düşünemez hale geliriz. Sorunlarla mücadele tarzınız öfkeyle söylenmek, ikna etmeye çalışmak, nerede yanlış…
Her türden değişim ve kişisel gelişim hedefi olanlar. Değişim her şeyden önce tepki vermeyi bıraktığımızda başlar. Biraz düşünün. Önemli ilişkilerinizde ne kadar tepkiselsiniz?? Çevrenizdeki insanların hata yaptığını, canınızı sıktığını, size zarar verdiğini düşündüğünüzde tepki göstermek dışında bir şeyler yapıyor musunuz? Bu hafta bu konu hakkında biraz kafa yoralım ve ötekine değil kendimize odaklanalım. Gerçek ve…
Birbirimize yakın olmak için aynı olmamıza gerek yok. Sevdiğimiz insanlarla her zaman tek bir fikir etrafında birleşemeyiz. Eğer bizimle tamamen aynı düşünen insanlarla çevrili olasaydı etrafımız o zaman kişisel olarak yerimizde sayardık. Bugün bir karar alalım ve farklılıklara odaklanıp tepki vermeyi bırakalım. Karşımızdaki kişinin nerede hata yaptığına, nasıl yanlış düşündüğüne odaklanmak bizim stres düzeyimizi arttırır.…